Namazın muhtevası, insanların engince düşünmelerine vesile olacak kadar geniştir. İnsan namaz kılarken kendisini bazen derinlemesine aşk u şevk içinde Allah’ın huzurunda bulur, bazen Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) arkasında saf tutan cemaatten bir fert olduğunu hisseder, bazen doğrudan doğruya meleklerin safları arasında kendisini görür, bazen de bir hamlede Arş’ın örtüsüne alnını koyuyor gibi olur. İnsanın buna muvaffak olabilmesinin ilk şartı; namazı tıpkı bir miraç veya miracın gölgesi gibi bilmesidir.