ve hali hazır düşüyor.
Hem de bitmez bir ömür, uzadı uzuyor…
Hani uzun yollar vardır bizi çocukluğumuzdan, hayallerimizden, heveslerimizden uzaklaştıran.
Bir çıktık mı o yola dönüşü yoktur aslında.
Küçük umutlar, belirli belirsiz tebessümler eşlik eder o yolda bizlere. Kimi zaman da gözyaşları, hüzünler, kırılmış hevesler, yıkılmış hayaller ve daha neler neler…
Arada dönüp baksak da maziye, anılardan öte hiçbir şey biriktirememişizdir uğruna ömrümüzü feda edeceklerimizden.
Bazen dinlendiğimiz bir türküde, bazen mekanın birinde, hatta belki bir yağmur kokusu, bir kuş sesinde gözümüzde canlanır yaşanmışlıklar. Ve ansızın düşer aklımıza hiç yaşanmamışlıklar, hiç yaşanamayacaklar, yaşansın diye kurulup sonrasında anıların çöp kovasında biriktirilen hayaller…
Seçim yapmak gerekir bazen, hayat bizi buna mecbur kılar. Mühim olan karar vermektir. Ne tarafı seçtiğin de önemli değil! Sonuç her ne olursa olsun senin kararındır ya da kaderindir o aslında. Mühim olan kaybettiklerinde değildir, kazandıklarında.
Her kazandığının yanında kaybettiğin şeyler, her kaybettiğinin yanında da yeni hayaller bekler kapında. Ama hayat senindir, seçim senin ve bazen düşünmeden bazense günlerini feda edip verdiğin kararlardır senin kaderin…
İşte bizi maziden uzaklaştıran o yola zaman denir. Ve mutlaka bir kez karşımıza çıkar o karar vermemiz gereken yol ayrımları.
İster nasip deyin, ister kısmet, ister kader. Yol ayrımı gelmişse adı ne fark eder? Karar senin, tercih senin hadi seç yolunu sen de, çizilsin kaderin…
Bu yol ayrımlarında bizim nasibimize de bir yalnızlık düştü, ve hali hazır düşüyor. Hem de bitmez bir ömür, uzadı uzuyor…
Ve adına yüzlerce şiir yazılıyor…
88 yılında dünyaya gelen vatanım kadar mütevazı, ama bir o kadar asil bir adam...